30 Aralık 2014 Salı

KESTİK YAPIŞTIRDIK, ÇARPIM TABLOSU HAZIRLADIK!

Kes yapıştır etkinlikleri öğrencilerin en keyif aldıkları etkinlikler arasındadır. Ben de bu sefer çarpım tablosunu oluşturmak için bu teknikten yararlandım. A3 kağıdına hazırladığım boş şablonu ve çarpım tablosunun olduğu tabloyu öğrencilere dağıttım.

  

 İkinci olarak öğrenciler her bir sayının çarpım sırasını keserek boş şablona yapıştırdılar. Ancak kağıdın hepsini değil, bir kapak oluşturacak şekilde yapıştırdılar. Böylece her bir işlemin sonucunu kağıdın altına yazmış oldular.







Son aşamada da kağıtlarını süsleyerek kendi çarpım tablolarını oluşturdular. Bu tabloyu eve götürerek odalarına asacaklar. Böylece çarpım tablosunu öğrenmeleri daha da hızlanabilir diye düşünüyoruz J Umarım başarılı oluruz! J



Pamuk Prenses ile Cadı Barıştı !!

Hafta sonu Doç Dr. Tamer Ergin den aldığımız "Beyin Temelli Öğrenme ve Farklılaştırılmış Eğitim" seminerimiz, anlama ve yazma becerileri yolculuğumuza yepyeni bir pencere açtı. Hemen bu hafta bir kaç çalışmayla bu eğitimin yansımalarını sınıfımıza aktarmaya çalıştık

Çocukların çok ilgilerini çekeceğini düşünerek "Raft Tekniği" ile bir masalı farklı açılardan yorumladık. Öyle güzel yazılar geldi ki çocukların hiç bu açılardan bakabileceğini düşünmemiştik masallara. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında siz hiç Cadı'nın da haklı olabileceğini düşündünüz mü veya Pamuk Prenses'in Cadı ile empati kurabileceği aklınıza geldi mi ? Çocukların aklına geldi. Tıpkı aşağıdaki gibi.:)








Ayna'dan da cadıya mesaj var :)
















29 Aralık 2014 Pazartesi

NEDEN- SONUÇ VE FİKİR YAPRAĞI ETKİNLİĞİ




Hezarfen Ahmet Çelebi'nin hayatındaki olayları neden-sonuç ilişkisi kurarak sıraladık. Daha sonra bu bilim insanını en iyi hangi kelime tanımlar diye düşündük, "Pes Etmeyen" de karar kıldık. Fikir Yaprağı tekniğiyle bu kavramın bizde çağrıştırdığı yeni kelimeleri belirleyerek bunları cümleler kurarak birleştirdik..

















Kütüphanemizin 2014 Enleri

Kütüphane Öğretmenimiz Sevil Sarp çok güzel bir enler listesi yayınlamış.

Merhaba,

Malumunuz üzre her yıl sonunda bir “en”ler listesi yapılır.
Benim listemde kütüphanemizde en fazla okunan kitaplarla ilgili olacak.
Tüm seviyelerde ortak özellik seri kitap sevmeleri.
İşinize, bilginize yaraması dileğiyle J


2. sınıflar en çok
“Mürekkep İçiciler” serisini sevdi.



Merhaba! Adım Odilon. Babam bir kitapçı ama ben kitaplardan nefret ediyorum. Yaz tatilinde babama yardım etmek için dükkâna gitmiştim ve tuhaf bir müşteri görünce peşine düştüm.

Beni ısırdı!

Meğerse karaciğerinden rahatsızlandığı için kan içemeyen ve artık mürekkeple beslenen eski bir vampirmiş. 

Şimdi ben de bir mürekkep içici oldum ve bir zamanlar elimi bile sürmek istemediğim kitapların tadını aldım. Her fırsatta yeni kitaplar içmek için can atıyorum.

Ah bir de bu kadar yalnız olmasam!

Ah bir kız arkadaşım olması için neler vermezdim.

Belki çok yakında yayınlanacak İki Kişiye Bir Pipet isimli ikinci kitabımda o da olur, kim bilir...


3.sınıflar en çok
“Bat Pat” serisini sevdi.



Her şey, ailece gidilen gezintiden dönerken Bat Pat'in yolda bir mumya görmesiyle başlıyor. Ardından şehir müzesinde Mısır sergisinin açıldığını öğrenmeleriyle soru işaretleri artıyor. Kahramanlarımız sergiyi gezmeye karar veriyorlar ve umduklarından daha fazla şey öğreniyorlar. Örneğin uyuyan bir mumyanın fotoğrafını çekmenin ne kadar tehlikeli olabileceğini, neden böyle ortalarda dolanıyor olabileceğini... Ve ona yardım etmeye karar veriyorlar. Nasıl mı? Sadece birazcık kılık değiştirmek, birazcıkta Senet adı verilen bir oyunda usta olmak yeterli. Ama kahramanlarımız mumyadan daha korkunç şeylerin onları müzede beklediğini bilmiyor...


4. sınıflar en çok
“Sakar Fareler” serisini sevdi.




Sakar Fareler, müdüre önemli bir mesaj iletmek için okula gönderildiler ama kısa süre sonra püsküren tutkallar, boyalar, Rüstem adlı bir böcek ve bir oda dolusu yemek yüzünden dikkatleri dağıldı. Sonuç: SINIF KARIŞTI!



5. sınıflar en çok
“Olimposlular” serisi sevdi.



OLİMPOSLULAR dizisinde yer alan kitaplar, fantastik güçlere sahip kahramanların maceralarını anlatıyor; yeri göğü titreten, yıldırımlar savuran, denizlerde hâkimiyet kuran, şekil değiştiren, hatta görünmez olabilen kahramanlar…

Acaba bunlar yeni süper kahramanlar olabilir mi?

Hayır, bu dizide yer alan kitaplarda yeni süper kahramanlar değil, mitolojik Yunan tanrılarını bulacak ve bu mitolojik kahramanların hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak serüvenlerine OLİMPOSLULAR dizisinde tanıklık edeceksiniz. 



6. sınıflar en çok
“One Piece” manga serisi sevdi.




Dünya çapında da en çok okunan manga'lardan biri olan "One Piece" temel olarak Monkey D. Luffy adlı 17 yaşında, doğa üstü bir meyveyi yedikten sonra elastik özellikler kazanan bir gencin korsanlar kralı olma çabasını anlatır. 


7. sınıflar en çok
John Green’in tüm kitaplarını sevdi.



Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü

On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır. 

Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda boy gösterince Hazel'ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır... 


8. sınıflar en çok
Neil Gaiman’ın tüm kitaplarını sevdi.



Genç ve iyi kalpli Richard Mayhew'un sıradan hayatı, bir kaldırımda karşısına çıkan yaralı genç kızın hayatını kurtarmasıyla sonsuza dek değişir. Bu iyilik Richard'ı var olduğunu hayal bile etmediği bir dünyayla –şehrin altındaki terk edilmiş Metro istasyonları ve kanalizasyonlarda gelişmiş karanlık bir yaşamla– tanıştırır. O artık, yarıklardan düşen insanların yaşadığı Aşağı taraf'ın bir parçasıdır... ve eğer bildiği dünyaya dönmek istiyorsa, gölgelerin ve karanlığın, canavarların ve azizlerin, katillerin ve meleklerin şehrinde yaşamayı öğrenmek zorundadır...



Hazırlık sınıflarının bu sene “en”leri İngilizce idi..

J
 Sevil Sarp Ege




Hikaye Karakterimi Oluşturuyorum

Hafta sonu  Doç. Dr. Tamer Ergin'den aldığımız "Beyin Tabanlı Öğrenme ve Farklılaştırılmış Eğitim" seminerinden sonra okuma becerilerini geliştirmek başlığı altında  yaratıcı yazma çalışmamızı hazırladık.

Etkinliğimize başlarken aşamalı çizim tekniği ile aşağıdaki çizgi film karakterini çizilir.
 Çocuklar bu etkinliğe bayılıyorlar
 Çizgi film karakterini bilen kişilerden karakterin kişisel vefiziksel özelliklerini anlatmaları istenir. Kişisel özelliklerini sayarken bu özelliklere uygun sebep sonuç cümleleri söylemeleri istenir.

Hemen arkasından bu çizimdeki çocuğu biz başka bir karaktere dönüştürebilir miyiz diyerek dikkat çekilir.

Aşağıda bulunan "Karakterimi Oluşturuyorum" kağıdı dağıtılarak  sorulara cevaplar yazmaları istenir. Sonrasında bu karakterle ilgili grup çalışması şeklinde bir masal yazdırılır. Bir masalda bulunması gereken özellikler ile ilgili derecelendirilmiş puanlama anahtarı oluşturulabilir. 


24 Aralık 2014 Çarşamba

Twitter Sınıfta !

             Son zamanlarda insanlara sağladığı olanaklarla zenginleşen sosyal ağların kullanımı her geçen gün artıyor. Sosyal paylaşım sitelerinin kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunun öğrenci olduğunu düşündüğümüzde bunu eğitimde öğrenme amaçlı nasıl kullanabiliriz diye düşünmeye başlamıştım ki pinterest sitesinde twitter ve facebook'u sınıf panosu olarak kullanan öğretmenleri gördüm. Öğrenciler o gün derste ne öğrendiklerini, neyi öğrenmekte zorlandıklarını, herhangi bir sorununu ( Söylemekten çekindiği için yazmayı tercih eden öğrenciler için ) rumuz belirleyerek panoya yazabiliyor. Ben bugün sınıfımda bunu uygulamaya başladım Öğrenciler bu fikri duyduklarında çok heyecanlandılar ve yazacak bir sürü şeyimiz var dediler.Bir süre sonra bu fikri, daha çok ölçme aracı olarak kullanmak daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum. İlk tweet'i ben attım :)


22 Aralık 2014 Pazartesi

Atasözleri ve Deyimler Kartları

       Atasözü ve Deyimlerin milletlerin geçmiş yaşam tarzlarının yanısıra tarihsel gelişmeleri ve olayları yansıtması açısından da oldukça önemlidir 
   
         Bir öğretmen olarak bu konuları  çocuklara anlatmayı hep çok sevmişimdir fakat her bir atasözü-deyim bazen tek bir ders konusu haline bile gelebiliyor. Bu yüzden bu konular bazen çocuklar için kavraması oldukça zor bir konu olabiliyor.

   Nermin Şeker öğretmenimiz sınıfında bu konuyu anlatırken Redhouse deyim ve atasözleri kartlarını kullanmış ve çok faydasını görmüş. Üstelik I Pad ve I Phone'lar için Apple  Store'da uygulaması da var.  Kartların fiyatlarına baktığımda çeşitli online kitap satış sitelerinde 10 ile 12 TL arasında fiyatları olduğunu gördüm. 24 kişilik bir sınıf için 3-4  adet set oyunu oynamak için yeterli olacaktır.

https://itunes.apple.com/tr/app/redhouse-deyim-kartlar/id833482208?mt=8







   







17 Aralık 2014 Çarşamba

Fen Bilimleri Dersi "Ses Titreşimlerden Oluşur" Deneyi



Öğrencilerimize,sesin titreşimlerden oluştuğunu görmeleri için( hafta sonu ödevi olarak) evde yapabilecekleri bir deney verdik. Gelen geri bildirimlere göre çocuklar çok eğlenmişler. Ödevi yapan bir öğrencimiz  deneyin yapılışını videoya çekerek sınıfa getirmiş. İzlerken ben de çok eğlendim.


Hafta Sonu Ödevimiz , Ders: Fen Bilimleri ,Konu: Ses

3.sınıflar bu sene ilk defa Fen Bilimleri dersini görüyor. Bütün ilkleri yaşayan bir zümre olarak bu  ilkte de  hiç zorlanmadık. Çocuklar Fen Bilimleri dersini çok sevdi. Bu ay Ses ve Işık konusuna devam ediyoruz. Hafta sonu ödevimiz de ses konusu  ile ilgili  olsun istedik ve  buradaki makaleden alıntı yaptık "dünyanın en yalnız balinasının hikayesi" ... Çok ilgi çekici ama biraz hüzünlü. Yalnız kalmanın empatisini en derinlerde yaşatıyor. Okumanızı tavsiye ederiz.

Ses Dalgaları ve Bir Balinanın Kaderi

" Konu iletişim olduğunda herşey mümkün" videosunu paylaştığımızda, uzun bir zaman önce okuduğum bir yazıyı hatırladım. " Ses dalgaları ve bir balinanın kaderi". Dünyanın en yalnız balinasının hikayesini duymuş muydunuz hiç?

... New York Times'ın 2004 yılına ait makalelerden birinde yayınlanmış dünyanın en yalnız balinasının hikayesi. Bilimadamları 1992 yılından beri takip ettikleri bu balina ile ilgili bir problemi ortaya çıkardılar. O diğer balinalar gibi değil. Arkadaşı, ailesi yok. Hiçbir kabileye, sürüye yada gruba dahil değil. Bir eşi bile yok, hiç olmamış. Onun seslenişi iki ile altı arası gruplardan oluşan çağrılar halinde geliyor ver herbiri beş altı saniye sürüyor. Fakat bu balinanın sesi diğer hiçbir balinanın sesine benzemiyor, eşsiz. Türünün geri kalanı 12hz ile 25hz arasındaki ses dalgaları ile iletişim kurarken, O,  51.75hz ile sesleniyor. Görüyoruz ki bu açık bir problem. Diğer hiçbir balina onu duyamıyor. İletişim kurabilmek için yaptığı tüm çağrılar cevapsız kalıyor. Tüm çığlıkları okyanusun sessizliğinde kayboluyor. Ve, herbir yalnız sesleniş ile daha da hüzünleniyor ve hayal kırıklığına uğruyor. Yıllar geçtikçe çağrısının notaları umutsuzlukla daha da derinlere iniyor...

  Aynı ses frekansında seslenemediği için kaderi yalnızlık olan bu hüzünlü balinanın nasıl hissettiğini bilebilir miyiz? Yada şöyle soralım; Çılgınca bağırdığınız, sesinizi duyurmak için çırpındığınız ama ne yaparsanız yapın sizi kimsenin duymadığı, varlığınızın bile farkedilmediği rüyalarınız oldu mu hiç? Birilerinin sizi duyması için defalarca deneyip korku ve üzüntü içinde sıçrayarak uyandığınız rüyalar...
  İletişim kuramadığımızda hissettiğimiz duygular da bu rüyalara benzer. Uyumun içinde olmadığımız için seslerimizi algılayamayız ve ne söylersek söyleyelim, sesimiz nekadar yükselirse yükselsin, duyulamayız/ duyamayız. Oysa konuştuğumuzdan daha fazla dinlediğimiz de, göz teması kurduğumuzda, anlayabilme ve ifade edebilme niyeti içinde olduğumuzda söylediklerimiz rahatlıkla ve kolaylıkla yerini bulur. Anlayabilir ve anlaşılır oluruz.
   Bu yazıyı okuduğunuzda "konu iletişim olduğunda, herşey mümkün"  videosunu birkez daha izlemenizi tavsiye ederim. Çünkü hem hikaye hem de video kendimizi ifade edebilmemizin, iletişim kurabilmenin nekadar güçlü değerlere ulaşabilmemize vesile olduğuna dair çok keskin iki örnektir aslında. Önemli olan iletişim konusunda yaptığımız seçimlerin bu iki örnekten hangisine daha yakın olduğudur. Aynı frekansda, sadece sözlerimizin değil, aynı zamanda seslerimizin ve ruhumuzun da uyum içinde olduğu bir iletişim haline geçtiğimizde hissedebileceğimiz sevgi ve huzur olur. Rüyalarımız ise sıçrayarak uyandığımız korkularımıza değil, biraz daha içinde kalabilmek için uyanmaya direndiğimiz, gün ışığı ile huzur içinde ve gülümseyerek uyanmamızı ve yeni güne "Merhaba" dememizi sağlayan yansımalara dönüşür.

Her an'ımızda pozitif değerlere ulaşabilmenin ve uyum içinde daha falza paylaşabilmenin ümidi ile...
~ Şifanın Sırları

Hikayenin orjinaline bu link ile ulaşabilirsiniz:
http://soundtheater.tumblr.com/post/5248920094/sound-waves-and-the-fate-of-a-whale




Şebnem Hocamız blogumuza bol bol kaynaklık edecek gibi görünüyor. Yine fark yaratmış ve Yerli Malı Haftasına farklı bir bakış açısı getirmiş. Tebrikler

Kutu Kutu İç Anadolu

Malum Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası içindeyiz. 
Tüm okullarda bir pasta börek çılgınlığı sürmekte. Bizim okulda ise bu hafta biraz farklı kutlanıyor. Ülkem 7 Renk adlı bir proje kapsamında her yıl ülkemizin bir bölgesi tüm anasınıfları ve ilkokul öğrencileri tarafından ilk dönem boyunca çeşitli etkinliklerle inceleniyor. Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası'na denk gelen bir gün de yapılan çalışmalar tüm okulla bir festival havasında paylaşılıyor. Bu sene bölgemiz İç Anadolu idi. Biz de birinci sınıflar olarak bölgenin haritadaki yerini, bölgeye has yemeklerden ve hayvanlardan bazılarını öğrendik. Şehirlerinden de Ankara, Eskişehir, Konya ve Nevşehir'i seçerek bu şehirler hakkında sınıf seviyemize uygun çalışmalar yaptık. İşin sunum kısmında sosyal bilgiler öğretmeni arkadaşım çok sevgili Derya Özen Boçkay'ın harika bir çalışmasından esinlenerek şehir kutuları hazırladık. İşin ana fikri herhangi bir konu hakkında edinilmesi gereken bilgileri sınıflandırıp her bir bilgi kümesini kutunun bir yüzünde anlatmak.Elinizdeki materyal bir kutu olunca konuyla ilgili üç boyutlu modelleri de sunuma eklemek çok kolay oluyor. Biz kutuları İKEA'dan 3'er liraya satın aldık. Güzel, sağlam, karton kutular.  Tabii seçenek çok bu konuda. Ardından her şehir için kutu üzerinde yer alacak bilgileri belirledik. Görüntü güzel olsun diye de renkli kağıtlara, renkli kalemlerle kısa kısa bilgileri yazdık. Her bilgi için fotoğraflar bulup yapıştırdık. kutuda dört yan yüz, bir üst kapak, bir kapak içi olmak üzere altı yüzeyimiz ve şehirlerle ilgili objeleri koymak için bir de kutu içi olmak üzere toplam yedi sunum alanımız olmuş oldu. 








Böylece çocuklarımızın gelen konuklara kolayca sunum yapabileceği, 
konukların kendi kendilerine de evire çevire inceleyebileceği dört kutu şehrimiz oldu.
 Hem öğrenci hem veli konuklarımız da merakla ve keyifle kutularımızı inceleyip bu dört şehir hakkında bilgi edindiler. 



Elbette çocuklarımız henüz okur yazar olmadıkları için kutuların yazı kısımlarını biz yaptık. 
Ancak bu çalışma daha büyük sınıflarda pek çok farklı ders ve kazanım için bir grup çalışması 
şeklinde düzenlenip öğrencilerin verilen konu üzerinde hem derinlemesine araştırma yapma 
hem sunum becerilerini geliştirmek için kullanılabilir. 
Çalışmanın iki boyutlu sunum yöntemlerinden çok daha fazla dikkat çekmesi de en önemli özelliği bence. 
Son fotoğrafta görüldüğü üzere biz de etkinliğimizde 
İç Anadolu'ya özgü lezzetleri afiyetle yiyerek günün geleneksel kutlanma şekline sadık kalmayı da ihmal etmedik ;)